ANAYASA MAHKEMESİNDEN ÖZEL HAYATA SAYGI HAKKININ İHLAL EDİLDİĞİNE DAİR KARAR
- 19 Ağustos 2022
- Yayınlayan: G.H.E
- Kategori: Duyurular, Genel, Haberler
T.C Anayasasının 20.Maddesinde; Özel Haya saygı Hakkı; ” Özel hayatın gizliliği ,Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Günlük yaşamda önemli şikayetlere neden olan bu konuda yargıda önemli bir karar verilmiştir.
Başvurucunun bağımsız bölüm maliki olduğu siteye komşu parsel üzerinde balık ve su ürünleri toptancı hali yapılmasına ilişkin yatırımın onaylanmasına karar verilmiştir. Başvurucu, anılan kararın iptaline karar verilmesi talebiyle idare mahkemesinde dava açmıştır. Başvurucu, dava dilekçesinde; temel kazma ve hafriyat çalışmalarının devam ettiğini, M. Sitesi’nin bahçe duvarlarına kadar girildiğini ve güvenlik önlemleri alınmadan kazı çalışmalarının sürdürüldüğünü, inşaatın bitmesinden sonra da koku ve gürültü nedeniyle bulunduğu meskenin yaşanamaz hâle geleceğini belirtmiştir. İdare mahkemesinin davanın reddine karar vermesi üzerine başvurucu, istinaf başvurusunda bulunmuş; bölge idare mahkemesi ise istinaf talebinin reddine karar vermiştir
Başvurucu, komşu taşınmaza balık ve su ürünleri toptancı hali yapılması nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı çerçevesinde kamusal makamların çevreyi koruma ve geliştirme, bu bağlamda gerekli önlemleri alma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bunun nasıl yapılacağı ve bu kapsamda hangi tedbirlerin alınacağı hususu kamu otoritelerinin takdirinde olmakla birlikte hakkın ihlaline yol açılmaması için söz konusu tedbirlerin süratle, makul ve uygun bir yöntemle uygulanması da zorunludur.
Bu durumda başvurucunun yargılama sürecinde ileri sürdüğü ÇED raporu alınmasına ilişkin iddiası hakkında derece mahkemesi kararlarında herhangi bir değerlendirmenin yer almaması ve mevzuat hükümlerine rağmen bu konuda bir gerekliliğin olup olmadığı konusunda inceleme yapılmaması, başvurucunun çevresel rahatsızlığa ilişkin iddiaları hakkında özenli bir yargılama yapılmadığı anlamına gelecektir. Öte yandan 5216 sayılı Kanun’da her çeşit toptancı halini yapmak, yaptırmak büyükşehir belediyelerinin görev ve sorumlulukları arasında sayılmıştır. Bununla birlikte ilgili Yönetmelik’te su ürünleri hallerinin mesken, işyeri, zararlı madde üreten tesisler ve benzeri yerlere yakın alanlarda kurulamayacağı düzenlenmiştir. Ayrıca somut olayla ilgili olarak açılan tespit davası kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda, belediye tarafından hafriyat çalışması yapılırken herhangi bir emniyet ve kazı önleminin alınmadığı, komşu parsele ait duvarın bir kısmının yıkıldığı ve yağışlı havalarda komşu parseldeki bağımsız bölümlerin zarar görebileceği belirtilmiştir.
Derece mahkemelerince başvurucunun esaslı iddialarına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamış, özenli bir yargılama yürütülerek anayasal standartları karşılayan nitelikte ilgili ve yeterli gerekçelere yer verilmemiştir. Bu durumda başvurucunun menfaati ile belediyenin görev ve sorumlulukları kapsamında yürütmesi gereken kamu hizmetiyle ortaya çıkacak kamusal yarar bağlamında, somut başvuru özelinde karşı karşıya gelen menfaatler arasında, derece mahkemeleri tarafından bir değerlendirme ortaya konulmamıştır.
Bu tespitler ışığında başvurucunun özel hayata saygı hakkı bağlamında kamusal makamların üzerine düşen pozitif yükümlülüklerini yerine getirmediği sonucuna varılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Kararın tam metnine ; resmi Gazetenin 18.08.2022 Tarih ve 31927 sayılı Kararından erişim sağlanabilir.
Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü GHE